11 Haziran 2013 Salı

“Gezi Olayları, Küresel Bir Devrimdir”

Konuşmasının başında, “Gezi Parkı için meydanlara çıkan çocuklar, bir taraftan kendi haklarına sahip çıkarken öbür taraftan sosyal medya aracılığıyla seslerini dünyaya duyurabildiler.” diyen CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli, “Bu çocuklar, bizlere, Gezi eylemlerinde, kendi varlıklarını ve isteklerini çok güzel duyumsattılar. Onlar, ‘Hiç kimse bizim yaşam biçimimize karar vermemeli, yaşam alanlarımızın da nasıl olacağına biz karar vermeliyiz. Katılımcılık esastır’ dediler. Biz de onlara saygılı olmak zorundayız. Bu, bir küresel devrimdir. Bu, bir küresel çığlıktır, aslında. Bu çığlığa, inşallah, herkes kulak verirse, herkes duyumsarsa, anlarsa bizler de birbirimizi anlar ve birbirimizin yaşam biçimlerine saygılı davranabilirsek, farklılıkları birbirimizin içinde soğurabilirsek, demokrasiyi kendi içimizde başarabilirsek, değişmeyi, dönüşmeyi becerebilirsek bu ülkeyi, hiç kimsenin yanlış ellerine kaptırmayız. Bu ülke, hepimizin!.. Bu ülke, ne öyle düşünenin ne böyle düşünenin, ne öyle yaşayanın ne böyle yaşayanın… Ülke, hepimizin ortak yaşama yeri… Beraber yaşamayı hepimiz öğreneceğiz. Birbirimize haklarını teslim edeceğiz ki birlikte, huzur içinde, barış içinde, demokrasi içinde yaşayabilelim.” şeklinde konuştu.

Çocuklarımızın Eğitiminde Siz Kadınlara Büyük Görev Düşüyor

Çocuklarımızı yetiştirirken kız, erkek çocuk ayrımı yapmamak durumunda olduğumuzun da altını çizen Sena Kaleli, şöyle dedi: “Kız ve erkek çocukları eşit koşullarda, eşit anlayışta yetiştirmek zorundayız. Aksi halde, bizler, çocuklarımıza, bu eğitimi veremezsek birileri, gelir der ki ‘Bu çocuklara, adab-ı erkan talim ettireceğiz. Onların nöronlarına işleyeceğiz. Bu çocukların beyinlerine hükmedeceğiz ve bu çocukları daha uslu, ıslah edilmiş gençler haline getireceğiz.’ Bunları diyen bildiğiniz üzere, Pensilvanya’dan Hocaefendimiz!.. Aman kadınlar, çocuklarınızın eğitimi için, terbiyesi için, kız ve erkek çocuklarını ayırmayıp bu çocukları, eşit koşullarda büyütmek için sizlere çok büyük görev düşüyor. Kimsenin terbiyesine, ıslah etmesine bırakmadan, çocuklarımıza sahip çıkmak zorundayız.”

Türkiye’de, Kadın Girişimci Sayısı Yeterli Düzeyde Değil

Konuşmasının devamında, kadınların, küresel üretimin %66’sını gerçekleştirmelerine rağmen %10’luk bir pay aldıklarını ve Dünyada, kadının istihdama katılım oranının %48 olduğunu söyleyen Kaleli, Türkiye’deki durum hakkında ise şunları söyledi: “Bizde, 6 milyon girişimcinin sadece 80 bini kadın. O da Ticaret Sanayi Odalarında belki, eşleri yerine, kanuna karşı hileler yapabilmek için erkeklerin eşlerini iş sahibi göstermelerinden kaynaklanıyor. Aktif çalışan ve girişimci kadın sayısı, aslında bu değil. Ne yazık ki 50-60 binlerde… Biz, hala kadınları girişimciliğe, tam anlamıyla özendiremiyoruz. Micro krediler var, KOSEB’in kredileri var; ama ne yazık ki kadınlarımız hala ev eksenli ürünler yapmaktan gayri, farklı alanlara kaydırılamıyorlar. Oysaki bilgi işlem, iletişim teknolojileri, yazılım konularında, kadınlar, çok daha ön plana çıkacak bilgiye ve beceriye sahipler. Ama ne yazık ki girişimcilik ruhunu tam olarak canlandırabilmiş değiliz, Türkiye’de. Kadın işsizliği de Dünyada %7 dolaylarında iken Türkiye’de bu oran %15.”
Arge çalışmalarına, gayri safi milli hasılamızın ancak binde 7’sini ayırabildiğimize de dikkat çeken Kaleli, “Dünyanın gelişmiş ülkelerinde argeye, gayri safi milli hasılanın %3’ü ayrılıyor.” şeklinde konuştu.

Küresel Cinsiyet Eşitsizliğinde, 132.Sıradayız!

Konuşmasında, küresel cinsiyet eşitsizliğinde, Türkiye’nin 135 ülke arasında, 132.sırada olduğuna da dikkat çeken Kaleli, “Maalesef, ekonomiye katılım konusunda, eğitime erişimde hala eksikliklerimiz var. Gelişmeyi kendine şiar edinememiş, gelişirken doğasını, çevresini korumayı becerememiş bir ülkede, tabii en çok zarar görecek olanlar yine kadınlar.” diye konuştu.

Dünyadaki Paradigmaları, Gençler ve Kadınlar Değiştirecek

“Türkiye’nin ve Dünya’nın paradigmaları değişecekse gençler ve kadınlar sayesinde değişecek.” diyen Kaleli, sözlerini, “Hep dezavantajlı grupların içinde olmuş, karar alma süreçlerinin içine girememiş kadınlarımız, 2012 yılından itibaren, inanıyoruz ki kendilerini gösterecekler; eşitliğin, farkındalığın, toplumsal cinsiyet eşitliğinin gereklerini yerine getirecekler.” diyerek noktaladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder